|
|
|
|
|
 |
İNGİLİZCE ÖĞRENİYORUM
TO BE
To be fiili her ne kadar sözlük anlam
kullan
ıyla “olmak” demekse de geniş zamandaıldığı zaman tam karşılığı Türkçe ‘ de cins isimlerin sonuna gelen
-ı
gibi eklerdir.
m-ın-um-sın-sin-dır-dir-dur-iz-ız-uz-siniz-sunuz
İ
cümlelerde nesneden önce kullan
“Ay
kar
To be fiili Ingilizce de istisna bir fiildir.Cümle içerisinde kullan
görev yap
di
I am
You are
He is
She is
It is
We are-
You are
They are
ngilizcede fiiller Türkçedekinin aksine ,içinde nesne yada bir tümlrç bulunanılırlar.Buna göre:şe elma soyuyor” cümlesi Ingilizce mantığında “Ayşe soyuyor bir elma” olarakşılık bulur.ılırken geniş zamandaıyorsa ve cümlenin ana fiiliyse “to be” olarak değil şahıs zamirlerine ya dağer öznelere göre değişim göstererek am,is,are olarak kullanılır.à I’mà You’reà he’sà she’sà it‘sà we’reà you’reàthey’re
A:
kullan
bir ; daha çok herhangi bir anlamındadır. Sessiz harfle başlayan cins isimlerden önceılır. A sculptorà bir heykeltraş
An:
kullan
bir ; daha çok herhangi bir anlamındadır. Sesli harfle başlayan cins isimlerden önceılır. An oleaster à bir iğde
S :
A walnut
Ancak bu kurallar
gelen “university teacher” sesli harfle ba
İngilizcede ki çoğul ekidir. Türkçede ki –ler,-lar eklerinin görevini yapar.à bir ceviz walnuts à cevizlerı bozan bazı istisnalar vardır. Örn; üniversite öğretmeni anlamınaşlamasına rağmen telaffuz edilirken ağızdan
çı
kan ilk harf sessiz olduğu için (y) “an” ile değil “a” ile kullanılır.
OLUMLU CÜMLE
He is a sculptor. O bir heykeltra
I am a carpenter. Ben bir marangoz um .
They are plumber
ş tır.
OLUMSUZ CÜMLE
Am
Are
Jack is a waiter.
I am a sculptor
I am
You are
He is
She is
It is
We are-
You are
They are
Oleaster : i
Porter : hamal
Servant : u
Composer : bestekar
Trainer : antrenör
Goal keeper : kaleci
centipede : k
vulture : akbaba
carob bean : keçiboynuzu
astrich : deveku
carp : sazan
à (olumsuz)am not à (kısaltma)amn’tà (olumsuz)are not à (kısaltma)aren’tà Jack isn’t a waiter. àJack bir garson değildir.à I am not a sculptor. à Ben bir heykeltraş değilim.à Am I Are you gardener?(Sen bir bahçıvan mısın?)à are You Yes, I am. / No ,I am notà is heà is she Is she a nurse?(O bir hemşire mi?)à is it Yes, she is. / No, she isn’tà are weà are you Are they sculptors?(Onlar heykeltraş mı?)à are they Yes, they are. / No, they aren’t.ğdeşakırkayakşu
TRANSLATION
Ben bir hamal de
Biz u
Sen antrenör müsün?
O bir k
O bir akbaba de
Biz kaleci de
O bir bestekard
O bir i
Onlar keçiboynuzu mu?
Sen kaleci misin?
ğilim. à I am not a porter.şak değiliz. à We aren’t a servant.à Are you a trainer?ırkayak mıdır? à Is it a centipede?ğildir. à It isn’t a vulture.ğiliz. à We aren’t goal keepers.ır. à He is a composer.ğde mi? à Is it an oleaster?à Are they carob beans?à Are you a goal keeper?
IDIOMS,EVERYDAY EXPRESSION,SLANG(deyimler,günc el ifadeler,argo)
You are head off
What isit to you?
Take good care of your self.
Shiit!
Have a heart!
Good for you
No comment
Dig in!
Shut up !
Cheer up!
Look to your manners
Who do you think you are
For my sake
Never mind
Easy come easy go
So far so good.
Long time no see
(She) is not only fish in the sea
Oh .. really ! You look younger!
Only you understand me, but you understood wrong(ly)
yanl
Good morning after supper
Barking dogs seldom bite
Spit it out
àSen kafayı yemişsin.à Sana ne?à kendine iyi bak.à tüh ,kahretsinà insaf be!à Aferinà yorum yokà Yumul (yemeğe)à Kapat çeneni!à Keyfine bakà Hareketlerine dikkat età Kim olduğunu sanıyorsun?à Hatırım içinà Hiç kafana takmaà Haydan gelen huya giderà Şimdiye kadar herşey yolundaà Uzun zamandır görüşemiyoruz.à Dünyada bir tek O kız mı kaldı?à Gerçekten mi? Daha genç görünüyorsun.à Beni bir sen anladın,sendeışanladın.à Uyanda balığa çıkalım.à Havlayan köpek ısırmaz.à Çıkar ağzındaki baklayı
Give me peace
à huzur ver
INTRODUCING(Tan
Possesive pronouns (iyelik zamirleri)
ıtma)
My : benim
Your : senin
His : onun (erkekler için)
Her : onun (bayanler için)
Its : onun (cans
Our : bizim
Your : sizin
Their : onlar
Excuse me,(I’m) sorry to trouble you. (Afedersiniz,Rahats
May I introduce my self? (Kendimi tan
My name is Neslihan.What is your name?
(It’s) nice to meet you. / Pleased too meet you. / Glad to meet you (Tan
oldum.)
me too
name : isim
surname , secondary name , family name : soyisim
What is your name ? / Are you Neslihan?
My name is Neslihan. / It’s Neslihan.
ız ve hayvanlar için)ınız ettiğim için üzgünüm.)ıtabilir miyim?)ıştığıma mutlu
GREETINES (selamla
şmalar)
Saying Hello and Good Bye
FORMAL(Resmi) INFORMAL(Resmi Olmayan,samimi)
Good morning
Good afternoon
Good evening
Good night
Good Bye
How do you do?
How are you ?
Fine thanks and you?
Not bad / Not too bad.
What is the news?
How is it going?
I’m ticking round a long
àGünaydın Helloà İyi öğleden sonraları Hià İyi akşamlar Good nightà İyi geceler Bye à Güle güle,Allahaısmarladıkà Güle güle,Allahaısmarladık Good Byeà Nasılsınız? See you à görüşürüzà Nasılsınızà İyiyim teşekkürler,siz nasılsınız?à Kötü değil / Çok kötü değil.à Ne haber?à Nasıl gidiyor?à Yuvarlanıp gidiyorum.
ASKING WHERE PEOPLE ARE FROM (
İnsanlara nereli olduğunu sormak)
Where
From
Where are you from?
I am from Turkey.
Wher abouts in Turkey?
From Istanbul.
Where do you come from ? I come from Turkey.
What is your nationality? / I am Turkish. (Türk’üm.)
à nerede, nereye..à ..den, ..danà Nerelisin? Where is John from? He is from Italy.à Türkiyeliyim Where are they from?They are from Germany.à Türkiyenin neresinden?à Istanbuldan.
ASKING PEOPLE’S AGES(
İnsanların yaşlarını sorma)
How old are you? Kaç ya
What is your age? Ya
I am thirty-two (years old).
How old are you? (Kaç ya
I am twenty-four years old (24 ya
How old is your son? (O
He is seven months old ( 7 ayl
Railway station
Subway
Lost property office
Town Hall
şındasın?şın nedir?şındasın?)şındayım)ğlun kaç yaşındadır?)ık)à tren istasyonuà metroà kayıp eşya bürosuà Belediye binası
City Hall
Mental Hospital
Fire Brigade
à Valilikà Akıl Hastanesià İtfaiye Binası
Military Museum
Mosque : cami
Churc : Kilise
Pharmacy,Chemist’s
Police Station : Karakol
à Askeri MüzeàEczane
Prepositions (edatlar)
İ
On
Under
At
In front of
Behind , in back of
Opposite
Near
Next to
Between
1) Benim kitaplar
2) Kasem masan
3) Akbabam a
4) Arabalar otoparktad
5) Kay
police station.
6) Valilik caminin kar
7) Tren istasyonu itfaiyenin yan
8) Belediye binas
9) Koruma görevlisi cumhurba
front of
10) Askeri müze vilayetle polis karakolunun aras
n à içndeà üstündeà altındaà -da , -deà önündeà arkasındaà karşısındaà yanındaà bitişiğindeà arasındaım benim çantamın içindedir.à My books are in my bag.ın üstündedir.à My bowl is on the table.ğacın altındadır.à My vulture is under the tree.ır. à The cars are at the carparc.ıp eşya bürosu karakolun arkasındadır.à The lost property office is behind theşısındadır.à The city hall is oppposite the Mosque.ındadır.à The railway station is near the fire brigade.ı eczanenin bitişiğindedir. à The town hall is next to the pharmacy.şkanının önünde oturuyor.à The bodyguard is sitting inthe president.ındadır.à The military museum is
between
11) Bilgisayar oturma odas
the city hall and the police station.ındaki masanın üstündedir.à The computer is on the table in
the living room.
12) Arabam askeri müzenin yan
ındaki otoparktadır.à My car is at the carpark near
the military museum.
Apostroph s
Ali’s = Ali’nin
Ali’s car = Ali’nin arabas
ı
Ali’s child = Ali’nin çocu
Ali’s a child. = Ali bir çocuktur.
Mehmet’s computer = Mehmet’in bilgisayar
ğuı
Ahmet’s dog = Ahmet’in köpe
My father’s car = Babam
ğiın arabası
My father’s friend’s car = Babam
ın arkadaşının arabası
Babam
Ahmet ve Mehmet’in arabas
1.Babam
My father’s car is at the car park next to the lost property office.
2.Kuzeninin bilgisayar
Is your cousin’s computer on the table in the living (sitting) room?
3.Jack’in k
ın arkadaşlarının arabası = My father’s friends’ car.ı = Ahmet and Mehmet’s car.ın arabası kayıp eşya bürosunun bitişiğindeki otoparktadır.ı oturma odasındaki masanın üstünde mi? (üstünde midir?)ız kardeşinin arkadaşlarının köpeğinin tasması nerede?
Sister
= Kız kardeş
Collar
Where is Jack’s sister’s friends’ dog’s collar?
Who = kim
Who is jack? (Jack kimdir?) / He is my step brother.
Who is Steve? / He is John’s brother’s classmate
= Tasma
Classmate
= sınıf arkadaşı
Workmate
= iş arkadaşı
Who is Lucy? (Lucy kimdir?) / She is my sister’s workmate. (O k
ız kardeşimin iş
arkada
şıdır.)
Aşağı
1_Is your brother’s classmate’s uncle’s dog in the car at the car park behind the
mosque?
(Senin) Erkek karde
otoparkdaki araban
2_Mary’s workmate’s nephew’s swimming pool isn’t next to the Town Hall.
Mary’nin i
de
3_Where is John’s father’s centipede’s step mother?
John’un babas
daki cümleleri türkçeye çeviriniz!şinin sınıf arkadaşının amcasının köpeği caminin arkasındakiın içinde mi?ş arkadaşının erkek yeğeninin yüzme havuzu Belediye binasının bitişiğindeğildir.ının kırkayağının üvey annesi nerede?
swimming pool
= yüzme havuzu
REGULAR PLURALS(düzenli ço
ğullar) IRREGULAR PLURALS(düzensiz çoğullar)
Bir kelime sonuna s almadan ço
ğul anlamındaysa
Singular(tekil) plural(ço
ğul) singular(tekil) plural(çoğul)
A medlar medlar
An oleaster oleaster
A mussel mussel
A mushroom mushroom
A strawberry strawberry
Loaf(somun) loaves
Medlar : mu
Mussel : midye Foot(ayak) feet
Mushroom : mantar
Strawberry : çilek
s child childrens man mens woman womens wolf(kurt) wolvesies leaf(yaprak) leavesşmul Tooth(diş) teeth
Too : -de , -da (peki
1)
ştirme anlamında)My father is retired my mother is retired,too. (Babam emeklidir,annemdeemeklidir.)
2)
Ben işsizim Süleyman da işsiz. (I am unemployed Süleyman is unemployed, too)
3)
odas
My sister’s astrich is in the living room my grandfather’s astrich is in the living
room,
Kızkardeşimin deve kuşu oturma odasındadır büyükbabamın devekuşu da oturmaındadır.too.
4)
My centipede’s step sister is ugly my astrich’s cousin is ugly ,
Kırkayağımın üvey kızkardeşi çirkindir devekuşumun kuzeni de çirkindir.too.
Either : -de , -da (olumsuz cümlelerde kullan
1)
ılıyor.)I’m not normal my students aren’t normal,either.(Ben normal değilim öğrencilerim
de
normal değil.)
2)
perfect,
Ben mükemmel değilim sen de mükemmel değilsin.(I am not perfect you aren’teither.)
Aşağı
1)
daki boşlukları “too” ya da “either” ile doldurun.Jack is a sculptor John is a sculptor,..too.....
2)
Marry isn’t retired Lucy isn’t retired ,.....either........
3)
My father is dark I am dark ,.......too..........
4)
I am from Paris my doctor is from Paris ,.......too...........
5)
You aren’t mean I am not mean, ........either.............
ÖYLE DE
Olumlu cümlelerde
1)
ĞİL Mİ?Jack is a waiter, isn’t he? (Jack bir garson değil mi?)
2)
The capital city of Turkey is Ankara, isn’t it?(Türkiye’nin başkenti Ankara değilmi?)
3)
You are from Antalya, aren’t you? (Antalya dansın değil mi?)
4)
I am very hat, aren’t I? (resmi durumda à Am not I ?)(Ben çok şişmanım değil mi?)
Olumsuz cümlelerde
1)
The prisident isn’t very old, is she?(Cumhurbaşkanı çok yaşlı değil di mi?)
2)
Your mother isn’t retired, is she? (Annen emekli olmadı di mi?)
3)
Jack and John aren’t pilots,are they? (Jack ve John pilotlar di mi?)
4)
Amcam
I haven’t got a car. (Ben bir arabaya sahip de
I haven’t got any cars. Benim hiç arabam yok.
Jack hasn’t got a child. Jack’in bir çoco
Jack hasn’t got any children. Jack’in hiç çoco
Kartal
The weather isn’t cold , is it ? (Hava soğuk değil di mi?)ın kırkayağının kırktane ayağı var. My uncle’s centipede has got forty feet.ğilim.)Benim bir arabam yok.ğu yok.ğu yok.ımın hiç kanadı yok. My eagle hasn’t got any wings.
Any :
nesneler ço
Have you got any children? (Hiç çocu
Yes ,I have / No, I haven’t
Have you got any brothers? (Hiç erkek karde
Yes ,I have / No, I haven’t
any kelimesi hiç anlamına gelir. Sayılabilen nesnelerle kullanıldığı zaman,buğul olarak kullanılırlar.ğun var mı?)şin var mı?)
HOW MANY : KAÇ TANE (Say
1)
ılabilen Nesnelerle)How many cars have you got? (Kaç tane araban var?)/ I have got two cars.
2)
brothers.
How many brothers have you got? (Kaç tane erkek kardeşin var?)/ I have got five
3)
sisters.
favourite : favori
who : 1)kim 2)kimi,kime
whom: kimi,kime
whose : kimin
where : nerede
what : ne
why : niçin
when : ne zaman
what time : ne zaman
how : nas
how many : kaç tane
how much : ne kadar
How many sisters has Marry got? (Marry’nin kaç tane kızkardeşi var?) She has got 3ıl
1.
Who is your favourite singer? My favourite singer is Sezen Aksu.
2.
What is your favourite football team? My favourite football team is F.B.
3.
Who is your favourite footballer? My favourite footballer is Rüştü.
4.
What is your favourite food? My favourite food is meatball. (meatball : köfte)
5.
Javelin : cirit
High-jump : yüksek atlama
Wrestling : güre
What is your favourite sport? My favourite sport is Javelin.ş
Discus : disk atmak
Pole-vault :s
ırıkla atlama
6.
Who is your favourite columnist? My favourite columnist is Bekir Coşkun.
THERE IS / THERE ARE
Vard
ır / ne vardır / nerde vardır
İ
cümleler kullan
ngilizcede ther is yada there are biryerde bulunmak anlamında “var” demektir. Bu türılırken Türkçedekinin aksine var –ne var-nerede varsıralamasıdır.
THERE IS (there’s)
A)
Sayılabilen varlıklar için birtane var derken kullanılır.
There is
Gardolapta bir battaniye
Masan
a vase on the table. (Masanın üzerinde bir vazo var)var. There is a blanket in the wardrobe.ın üzerinde bir tencere var. There is a saucepan on the table.
B)
Sayılamayan nesneler için var derken kullanılır.
Şiş
enin içinde biraz böğürtlen suyu var. There is some blackberry juice in the bottle.
THERE ARE (there’re)
Say
derken kullan
ılabilen nesneler için birden fazla sayıları kullanılarak (2,3,4.....) çok,yeterince,... varılır.
There are
Kasenin içinde 7 tane dut
Masan
Lime :
Sage tea : adaçay
five medlars on the table. Masanın üzerinde 5 tane muşmula var.var. There are seven mulberries in the bowl.ın üzerinde 10 tane çatal var. There are ten forks on the table.ıhlamurı
Butter : tereya
ğı
Enough : yeterince
11.09.2001 tuesday
THERE ISN’T
A)
There isn’t a bowl on the table. Masan
There isn’t a jar in the fridge. Buzdolab
Gardolapta bir battaniye
Oturma odas
Sayılabilen varlıklar için birtane yok derken kullanılır.ın üzerinde bir tane kase yok.ında bir kavonoz yok.yok. There isn’t a blanket in the wardrobe.ında bir kültablası yok. There isn’t an asthray in the living room.
B)
Bardakta hiç
Buzdolab
Sayılamayan nesneler için yok derken kullanılır.ıhlamur yok. There isn’t any lime in the glass.ında hiç tereyağı yok. There isn’t any butter in the fridge.
THERE AREN’T
Say
kullan
ılabilen nesneler için yok,hiç yok ya da birden fazla sayıları kullanılarak yok derkenılır.
There aren’t
There aren’t
Mutfakta hiç tencere
Masan
any forks on the table. Masanın üzerinde hiç çatal yok.enough chairs for the visitor. Misafirler için yeterince sandalye yok.yok. There aren’t any saucepans in the kitchen.ın üzerinde hiç kültablası yok. There aren’t any ashtrays on the table.
IS THERE
a)
Sayılabilen nesneler için “bir tane var mı?”diye sorulurken kullanılır.
Is there
Yes ,there is / No there isn’t.
Buzdolab
a towel in the badroom? Yatak odasında bir havlu var mı?ında bir şişe var mı? Is there a bottle in the fridge?
b)
Buzdolab
Kavanozda hiç bal
Sayılamayan nesneler için “var mı?” diye sorulurken kullanılır.ında hiç böğürtlen suyu var mı ? Is there any blackberry juice in the fridge?var mı? Is there any honey in the jar?
ARE THERE
Say
ılabilen nesneler için hiç var mı? Yeterince var mı? Ya da birden fazla sayıları
kullan
ılarak “var mı?” diye sorulurken kullanılır.
Are there
(Yes,there are/No,there aren’t)
Banyoda hiç musluk var m
(Yes,there is one/No there aren’t any)
any spoons on the table? Masanın üzerinde hiç kaşık var mı?ı? Are there any taps in the bathroom?
Fill in the banks by using “there is,there are,there isn’t,there aren’t ,is there?,are there?”
1)
.......... a dish washer in the bathroom.(+)
2)
.......... five chairs around the table.(+)
3)
.......... any wather in the bottle.(-)
4)
.......... a vase on the table.(-)
5)
.......... any children in the class.(-)
6)
.......... a lost property office in this city?
7)
.......... any milk in the fridge?
8)
.......... a museum near the post office?
9)
.......... any trucks at the car park?
10)
Ten forks on the table.(+)
How many : (say
ılabilenlerde) ne kadar
How many ashtrays are there on the table ? masan
There are four asthrays on the table.
Fabrikada kaç tane i
There are hundred workers in the factory.
ın üstünde kaç tane kültablası var?şçi var? How many workers are there in the factory?
İ
There are fifteen million people in Istanbul.
stanbulda kaç kişi var? How many people are there in Istanbul?
How much : (say
ılamayanlarda) ne kadar
How much orange juice is there in the fridge? Buzdolab
var?
There is a little orange juice in the fridge.
Evde ne kadar adaçay
ında ne kadar portakal suyuı var? How much sage tea is there at home?
asking and giving directions (adres sorma – cevap verme)
over there : ileride
right : sa
ğ
on the right : sa
left : sol
on the left : solda
nearest: en yak
ğdaında
kal
ıp1
Excuse me, Where is the nearest post office, please?( Afedersinz, en yak
nerede lütfen?)
It’s over there on the left. (ilerde,solda)
Thank you very much indeed. (içten çok te
Not at all. (bir
Excuse me, Where is the nearest police station, please?( Afedersinz, en yak
karakol nerede lütfen?)
It’s over there on the right. (ilerde,sa
Thank you very much indeed. (içten çok te
Not at all. (bir
Excuse me, Where is the nearest lost property office, please?( Afedersinz, en yak
kay
I’m sorry,I don’t know.(üzgünüm,bilmiyorum.)
Thank you anyway. (yine de te
Not at all. (bir
ındaki postaneşekkürler.)şey değil.)ındakiğda)şekkürler.)şey değil.)ındakiıp eşya bürosu nerede lütfen?)şekkürler.)şey değil.)
Kal
ıp2
Excuse me, Is there a cheap hotel near here?(Buralarda ucuz bir otel var m
It’s over there on the left. (ilerde,solda)
Thank you very much indeed. (içten çok te
Not at all. (bir
ı?)şekkürler.)şey değil.)
Kal
ıp3
How can I go(get) to the nearest bus stop?(En yak
It’s over there on the left. (ilerde,solda)
Thank you very much indeed. (içten çok te
Not at all. (bir
ın otobüs durağına nasıl gidebilirim?)şekkürler.)şey değil.)
First : birinci,ilk
Second : ikinci
Third : üçüncü
Floor : kat
A.
Excuse me, Where is the nearest Bank, please?
B.
yukar
Upstairs,on the first floor,the first door on the left.(merdivenlerdenı,birinci katta,soldan birinci kapı.)
A.
Thank you anyway. (yine de teşekkürler.)
B.
Not at all. (birşey değil.)
A.
Excuse me, Where is the nearest Restaurant, please?
B.
yukar
Upstairs,on the second floor,the first door on the left.(merdivenlerdenı,ikinci katta,soldan birinci kapı.)
A.
Thank you very much indeed. (içten çok teşekkürler.)
B.
Take : gir
Turn : dön
Go straight on : düz devam et
Go ahead : dosdo
Go along the street : cadde boyunca git
At the and of the street : caddenin sonunda
On the corner : kö
You will see a fork : bir çatal göreceksin
Take the first right : ilk sa
Take the second left : ikinci sola gir
Avenue : dört yol a
Not at all. (birşey değil.)ğru gitşedeğa girğzı
A.
Excuse me, Where is the nearest Estate Agent, please?(En yakın emlakçı
nerede lütfen?)
B.
left,it’s over there on the right,on the right opposite the Travel Agency.(ilk
sa
ajans
Take the first right,go straight on for about a hundred meters,the secondğdan gir,100 m. Civarında dümdüz git,ikinci sağda,ilerde sağda,sağda seyahatının karşısında.)
A.
Thank you very much indeed. (içten çok teşekkürler.)
B.
Not at all. (birşey değil.)
A.
Excuse me, Where is the nearest Lost Property Office, please?
B.
over there on the right opposite the fire brigade.(ilk soldan gir,yüz m. Civar
dümdüz git,3.solda,ilerde sa
Take the first left,go straight on about a hundred meters,the third left,iit’sındağda itfaiyenin karşısında.)
A.
Thank you very much indeed. (içten çok teşekkürler.)
B.
Not at all. (birşey değil.)
A.
Excuse me, Where is the nearest Bank, please?
B.
opposite the car park.
(ilk soldan gir,dümdüz devam et,3. sa
Take the first left,go straight on,the third right,it’s over there on the rightğda,ilerde sağda otoparkın karşısında.)
A.
Excuse me, Where is the nearest Library, please?
B.
opposite the post office.
Take the first right,go straight on,the second right,it’s over there on the right
A.
Excuse me, Where is the nearest Mosque, please?
B.
opposite the museum.
Cross the Victory Street : Victory caddesini geç
Go along the street : cadde boyunca yürü
That’s Peaces Streett,you will see the traffic lights . (O huzur caddesi,trafik
Take the firs left,go straight on,the second right,it’s over there on the right
ışı
Just near the traffic lights : tam trafik
klarını göreceksin)ışıklarının yanı
I’m stranger here myself : Buralar
ın yabancısıyım.
Kal
ıp
Take the (first) turning onyour (left) : solundaki ilk dönü
şten gir.
SIMPLE PRESENT TENSE(GEN
İŞ ZAMAN)
FREQUENCY ADVERBS(s
ıklık zarfları)
always : daima,her zaman
usually : genellikle
generally : genellikle
frequently : s
often : s
sometimes : bazen
occasionally : ara s
seldom : nadiren
rarely : çok seyrek
scarcely : çok seyrek
hardly ever : neredeyse hiç
never : asla,hiç
on Mondays : pazartesi günleri
in May(s) : May
ık sıkık sıkıraısları
at the weekands : hafta sonlar
ı
in the morning(s) : sabahlar
ı
in the aftternoon(s) : ö
ğleden sonraları
in the evening(s) : ak
şamları
at noon(s) : ö
at night(s) : geceleri
everyday : hergün
everyweek : herhafta
once : bir kez
once a week : haftada bir kez
every other day : gün a
ğlelerişırı
every six months : alt
every three weeks : her üç haftada bir
twice : iki kez
twice a week : haftada iki kez
three times : üç kez
three times a day : günde üç kez
ı ayda bir
OLUMLU CÜMLE
I
verb
You
He
She
It
b)
tak
a) son harfleri “–ch,-sh,-o,-x,-s” ile biten fiiller geniş zaman,olumluverb + s cümle 3.tekil şahıslarla kullanılacakları zaman es takısı alırlar.brush + s à brushesbir sessiz ve hemen ardından y ile biten fiillerde y düşer yerine i geldikten sonra esısı alır.
study + s
à studies
We
You
verb
They
1.
I .............. my tiger in my free time.(tickle) Boş zamanlarımda kaplanımı gıdıklarım.
2.
çeker.
Jack .............. his lion’s tail in the mornings.(pull)Jack sabahları aslanının kuyruğunu
3.
kez besler.
My son ..............his centipede’s feet twice a day.(count) Oğlum kırkayağını günde iki
4.
Mary .............. her crocodile’s teet everyday.(brush) Mary timsahının dişerini hergün
fı
rçalar.
5.
We always .............. with our turtlle.(run) Biz daima kaplımbağamızla koşarız.
6.
Yunus .............. his dolphin everyday.(feed) Yunus hergün yunusunu besler.
7.
My father .............. in London.(live) Babam Londra’da yaşar.
8.
I sometimes .............. with Cindy.(dance) Ben bazen Cindy ile dans ederim.
9.
My grandfather .............. at night.(snore) büyükbabam geceleri horlar.
10.
We .............. backgammon at the weekends.(play)biz haftasonları tavla oynarız.
11.
(tickle,pulls,counts,brushes,r un,feeds,lives,dance,snores,pl ay,drums)
My neighbour .............. at night.(drum) komşum geceleri davul çalar.
SORU CÜMLES
İ
Do
You I go fishing with my son. (o
I *What do you do at the weekends?(haftasonları ne yaparsın?)ğlumla balığa giderim.)
Does
She verb Yes ,I do / No, I don’t
It
we
He *Do you get up early in the mornings?(sabahları erken kalkarmısın?)
do
they
Ba
everyday?
Yes , He does. / No, He doesn’t.
youşbakan hergün güvercinlerini besler mi? Does the prime minister feed his pigeons
Fill in the blanks by using the given verbs in Simple Present
1.
John sometimes ........... the ducks.(feed)(+) àJohn bazebn ördekleri besler
2.
ko
Mary and I usually .......... in the mornings.(run)(+) Mary ve ben sabahları genellikleşarız.
3.
Steve .......... on Sundays.(work)(-)àSteve Pazar günleri çalışmaz.
4.
We .......... anybody in the elections.(vote)(-)àSeçimde kimseye oy vermeyiz.
5. .....
You ........ your lynx at the weekends?(tickle)àSen vaşağını haftasonları gıdıklar
mısı
n?
6.
How often .......... You .......... to the cinema?(go)àHangi sıklıkta sinemaya gidersin?
7.
hastanesinin önünde ma
My brother .......... tong in front of the Mental Hospital.(sell)àkardeşim akılşa satar.
8.
Where .......... You .......... ? (live) à Nerede yaşarsın?
9.
Steve never .......... Physics.(study)à Steve asla fizik çalışmaz.
10.
How .......... your son go to scholl?(go)à Oğlun okula nasıl gider?
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
(feeds,run,doesn’t work,don’t vote,tickle,do-go,sells,do-live,studies,does,make,postpon
es,doesn’t do,don’t wash,looks,play,don’t do,works,do,studies)
NOTE
Who
kelimelerinin de anlam
Who soru kelimesinin kim anlam
who’dan sonra does-do kullan
dü
edilir. Kendisinden sonra hemen fiil gelir. Fiil s tak
İngilizcede Whom’un da görevini yaparak kim anlamının haricinde kimi,kimeını üstlenir.ın geldiği durmlarda özne belli olamıyacağından ,ılamaz. Böyle bir cümle olumlu düz cümleymiş gibişünülür. Who cümlenin öznesiyiş gibi bir yapı oluşturulur. Tekil özne olarak kabulısı alır.
*
Ancak who kelimesinin kimi ya da kime anlamlar
olaca
Who works in your family? à Ailende kim çalışır?ına geldiği durumlarda özne belliğından normal soru cümle yapısı oluşturulur.
*
Nerede ya
Nerede çal
Who do you visit at the weekends? à haftasonları kimi ziyaret edersiniz?şarsın? à Where do you live? (I live in Istanbul)ışırsın? à Where do you work? (I work in EMI)
İş
Bo
Ne kadar s
e nasıl gidersin? à How do you go to work? (I go to work by bus.)ş zamanlarında ne yaparsın? à What do you do in your free time?ık sinemaya gidersin? à How often do you go to the cinema?
WHAT KIND OF.......?
What kind of
I read novels.(Roman okurum.)
books do you read? (Ne tür kitap okursun?)
What kind of
I watch adventure films(macera) / horror(korku)/science-fiction(bilim-kurgu)/actions
films do you watch? (Ne tür filmler seyredersin?)
What kind of
I like documentaries(belgesel) / tv series(tv dizileri)/ news(haberler)
programs do you like? (Ne tür programlar seversin?)
What kind of
I like classical music/ jazz/rock/pop/folk music
music dou yuo like? (Ne tür müzik seversin?)
What kind of
I like team sports(tak
s
sports do you like? (Ne tür sporları seversin?)ım sporları)/water sports(su sporları)/wrestling(güreş)/polevault(ırıkla atlama)/javelin(cit atma)/ice-skating(buz pateni)/weight-lifting(halter)
What kind of
I like brave(cesur)/easy-going(uysal)/hard working(çal
(dürüst)
people do you like? (Ne tür insanlardan oşlanırsın?)ışkan)/bust(açıksözlü)/honest
What kind of
I like sea food(deniz ürünleri) / meat (et)/ vegetables(sebze) / desserts (tatl
food do you like? (Ne tür yemeklerden hoşlanırsın?)ı)
20.09.2001THURSDAY
DAYS MONTHS SEASONS(mevsimler)
Monday January Spring : ilkbahar
Tuesday February Summer : yaz
Wednesday March Autumn,Fall : sonbahar
Thursday April Winter : k
ış
Friday May
Saturday June
Sunday July
August
September
October
November
December
LIKE (Hobi olarak severim)
I like cartoons
My brother like
I like swimm
s tennising.
(Yüzmeyi severim)
Mary likes cooking.
(Mary yemek pi
My father like
(Babam tavla oynamay
I quite like travell
(Ben seyahat etmeyi oldukça severim)
I don’t like cook
(Yemek pi
şirmeyi sever)s playing backgammon very much.ı çok sever)ing.ing.şirmeyi sevmem)
at all
I don’t like singing songs
= Hiç (cümleyi olumsuz yapmaz.)at all.
(Ş
My mother doesn’t like gossipping
arkı söylemeyi hiç sevmem)at all.
Annem dedikodu yapmay
Do you like playing tennis?
Tenis oynamay
ı hiç sevmez.ı severmisin?
OBJECT PRONOUNS(zamirler)
ME :beni,bana
YOU :seni,sana
HIM Onu,ona
HER Onu,ona
IT Onu,ona
US :bizi,bize
YOU :sizi,size
THEM : onu,onlara
Dou you like travelling?
Yes,I do / No, I don’t
Yes ,I quit like it.(Evet ben onu oldukça severim)
Yes ,I like it very much / No ,I don’t like it at all.
Do you like shoping?
Yes ,I do / No ,I don’t.
Do you like playing football?
Yes ,I do / No ,I don’t.
Do you like walking by the sea under the moonlight by singing songs?(Deniz kenar
ay
By : kendisinden sonraki kelimeye –ing getiriyorsa –arak,-erek anlam
Saat kaç?
What time is it?
What’s the time?
(Have you) got the time? (Samimi ortamlarda)
ındaışığı altında şarkı söyleyerek yürümeyi sever misin?)ını katar.
New Words:yeni kelimeler
Half
= yarım, buçuk
Quarter
= çeyrek
Past
= geçiyor
To
= var
Tam Saatler:
It’s nine o’clock (Saat 9)
Buçuk Saatler:
It’s half past eight. (saat sekiz buçuk)
Çeyrek geçiyor:
It’ a quarter past ten. (saat 10 ‘u çeyrek geçiyor)
Çeyrek var:
It’s a quarter to six. (Saat 6’ya çeyrek var)
......geçiyor
It’s five past eleven (Saat 11’i 5 geçiyor)
.........var
It’s twenty-five to six. (Saat 6 ‘ya 25 var)
It’ eleven o’clock. (Saat 11)
It’s half past nine. (saat 9:30)
It’s seven (Saat 7)
It’s half past two (Saat 2:30)
It’s half past five (Saat 5:30)
It’s eight o’clock (Saat 
It’s a quarter past eleven (saat 11’i çeyrek geçiyor)
It’s a quarter to four (saat 4’e çeyrek var)
It’s twenty-five to seven (saat 7’ye 25 var)
It’s ten to twelve (12’ye 10 var)
Digital:
11:30
22:55
12:45
19:15
Saat 7 de kalkar
Babam saat 9’da eve gelir.
Ben saat 9’da i
Ben saat 9’da i
From : den,dan
Untill,till : .. e kadar
I work from seven a.m. until five p.m.
Babam sabah 9’dan ak
eight p.m.
Sabah 5’ten gece 11’e kadar çal
à eleven thirtyà twenty-two fifty-fiveà twelve forty-fiveà nineteen fifteenım.à I get up at seven o’clock .à My father gets home at nine o’clock.şe başlarım. à I start work at nine o’clock.şi bırakırım. à I stop work at nine o’clock.à Ben saat 7’den 5’e kadar çalışırım.şam 8’e kadar çalışır.à My father work from nine a.m. untilışırım. à I work from five a.m. until eleven p.m.
24.09.2001 monday
FEELINGS (H
İSLER)
To be hungry
= aç olmak
To be thirsty
= Susamış olmak
To be happy
= Mutlu olmak
To be unhappy
= Mutsuz olmak
To be hot
= Sıcaklamış olmak
To be cold
= Üşümüş olmak
To be tired
= Yorgun olmak
To be busy
= Meşgul olmak
To be ill
= Hasta olmak
To be angry
= Kızgın olmak
WHEN
1_Ne zaman
2_”_di
When I am hungry, I eat ten humbergers = I eat ten humbergers when I am hungry.
(Ben aç
When I am tired, I go to bed early = I go to bed early when I am tired.
(Yorgun oldu
When my sister is happy, she sings songs. = My sister sings songs when my sister is
happy.
(K
ği zaman, _ken” anlamları var.ıktığım zaman, 10 hamburger yerim)ğum zaman, yatağa erken giderim)ız kardeşim mutluyken, şarkılar söyler.)
To be bored =
Sıkılmış olmak
Somewhere
= Bir yerler
Bomb
When America is bored, it bombs somewhere = America bombs somewhere when it is
bored.
(Amerika s
When I am bored, I tickle my tiger = I tickle my tiger when I am bored.
(Ben s
What do you do when you are bored?
(S
When my grandfather is ill, he doesn’t go to doctor.
(Dedem hasta oldu
= Bombalamakıkıldığı zaman bir yerleri bombalar.)ıkıldığım zaman kaplanımı gıdıklarım)ıkıldığın zaman ne yaparsın?)ğu zaman, doktora gitmez.)
take / have a shower
= Duş almak.
Take / have a bath =
When I am hot, I have a shower.(S
Banyo yapmakıcakladığım zaman, duş alırım)
25.09.2001 tuesday
look : 1. bakmak, 2. görünmek
like : 1. ho
look like : gibi görünmek, benzemek
they all : hepsi
I look like my mother. (Ben anneme benzerim)
She lookes like her mother. (O annesine benziyor.)
He lookes very like his father. (O babas
I look like my father but I have got my mother’s personality.(Babama benzerim ama
annemin karakterine sahibim.)
They all look like their mother except John.(John hariç hepsi annelerine benziyor.)
Who do you look like? (Kime benzersin?)
He has got his father’s blue eyes. (Babas
Babam
Onun k
şlanmak , 2. gibiına çok benzer.)ının mavi gözlerine sahip.)ın mükemmel zekasını almışım. à I have got my father’s perfect intelligence.ıvırcık saçları var. à He has got curly hair.
PRESENT PROGRESSIVE TENSE
NOTE
İ
eden fiiller için (bahç
için kullan
ng. Şimdiki zaman Türkçede de olduğu gibi inglizcede de hem konuşma anında ceryanıvan çiçekleri suluyor), hem de gelecekte meydana gelecek fiillerılır. (Halam yarın Antalya’dan geliyor)
İ
geçici bir süre için devam eden fiiller için kullan
(Ali Ankara’ya gitti. Ablas
ng. Şimdiki zaman kavramı yine türkçede de olduğu gibi konuşma anında olmasada,ılabilir.ıyla kalıyor.) Bu tense’de sıkça kullanılan zaman zarfları:
Time Adverbs:
now
= şimdi
at the moment
= şu anda
right now
= hemen şimdi
today
= bugün
Olumlu Düz Cümle:
I am
You are
He
She is Verb +
ing
It
We
You are
They
a) tek ‘e’ ile biten fiiller ‘_ing ‘ tak
tak
Write + ing = writing
b) ‘i’ ve hemen ard
dü
Tie + ing = tying
c) Son heceleri ortada bir sesli etraf
tak
Run + ing = run
Travel + ing = travel
Swim + ing = swim
My grandfather is grating the carrots at the moment.(Büyük babam
ısı alacakları zaman ‘e’ harfi düşer daha sonra ‘_ing’ısı kullanılır.ından ‘e’ harfleriyle biten fiiller ‘_ing ‘ takısı alacakları zaman ieşer yerine ‘y’ gelir. Daha sonra ‘_ing ‘ takısı kullanılır.ında iki sessiz harften oluşan fiiller genellikle ‘_ing ‘ısı alacakları zaman son harf leri tekrar edilir. Daha sonra ‘_ing ‘ takısı kullanılır.ninglingmingşuanda havuçları
rendeliyor.)
Everybody is crying for my grandfather’s death.(Herkes büyük babam
ın ölümü için
ağlı
yor)
well
= iyi (fiilleri nitelendirir)
follow
Rü
(Rü
Birisi beni takip ediyor.)
Your dog is chasing someone.(Köpe
= takip etmekştü is playing very well today.ştü bugun güzel oynuyor)à Somebody is following me.ğin birisini kovalıyor.)
bird
= Kuş
Listen! The birds are singing a song.
(Dinle! ku
şlar şarkı söylüyor.)
Olumsuz Cümle:
I am
not
You are
n’t
He
She is
n’t Verb + ing
It
We
You are
n’t
They
Soru Cümlesi:
am I
are You
He
İ
s She Verb + ing
It
We
AreYou
They
Why are you crying, dear?(Niçin a
I’m grating the onions.(So
Where are the children playing?(Çocuklar nerde oynuyorlar?)
Are you doing anything this evening?(Bu ak
beautifully(zarf) = güzel
Sezen isn’t singing beautifully today.(Sezen bugün güzel
ğlıyorsun? Canım)ğan rendeliyorum)şam bir şey yapıyormusun?)şarkı söylemiyor.)
rain
The weather isn’t raining today.Bugün ya
= Yağmur, yağmur yağmakğmur yağmıyor
Fight
They aren’t fighting, they are dancing.
(Onlar kavga etmiyorlar, dans ediyorlar)
The boss isn’t laughing today. (Bugün patron gülmüyor)
What is your mother cooking this evening?(Annen bu ak
= Kavga etmekşam ne pişiriyor.)
Exercises:
Simple Present Or Present Progressive:
Unfortunately
= Ne yazık ki
Crawl
= Emeklemek
Govern
= Yönetmek
go around
= Etrafında dönmek
rise
= Yükselmek (dogmak)
celebrate
= Kutlamak
happiness
= Mutluluk
parakeet monkey
= Maymun
budgie
muhabbet kuşu flea = pire
budgiar mean =
Cimri
love bird
1.Hey John! Our baby....
2.Unfortunately, America ........
3.The moon
4.My son
5.Look! The sun
6.Listen! The birds
7.How often
8.Nobody
9
10.My sister
is crawling...(crawl)(+)governs....this world (govern)(+)........goes around........the earth (go around)(+).........doesn’t do....................his homework on time. (do)(-)..............is rising................(rise)(+)......are celebrating..our happiness (celebrate)(+)....do.....you..feed..........your love bird? (feed) (+).......likes.............mean people (like)(+)....Do..........you sometimes ....count...........your problems? (count) (+)..is cleaning...her monkey’s fleas at the moment.(clean)(+)
27.09.2001 Thursday
Ad
Steve, Lucy ve jack. Londra’da ya
ım John. Marangozum. Kırk yedi yaşındayım. Evliyim. Üç çocuğum var. Onların isimleri;şıyorum. Sabahları yedi de kalkarım. Eşimde sabahları
yedide kalkar. Kalkar kalkmaz yüzümü y
gidiyorum. Sabah dokuzdan ak
Fakat e
seyretmeyi çok severim. Bazen çocuklar
Onun iki k
torunlar
çalar. Onlar bizi ziyaret ettikleri zaman gece yar
ıkarım ve daha sonra kahvaltımı ederim. İşe otobüsleşam yediye kadar çalışırım. Boş zamanlarımda kitap okurum.şim asla kitap okumaz. O genellikle belgesel seyreder. Aslında ben de belgeselım beni ziyaret eder. Steve Manchester’da yaşıyor.ızı var. O meşgul olmadığı zamanlar çocuklarıyla beraber bizi ziyaret eder. Eşimını çok sever. Bu yüzden onlara sık sık hikayeler anlatır. Steve’in eşi çok iyi gitarısına kadar şarkılar söyleriz.
As soon as
= (Kendisinden sonraki cüm.) “....er ...mez” anlamı katar.
Actually
= aslında
In fact
= Aslında
So
My name is Steve. I’m fifty years old. I’m divorced. I get up very early in the mornings. As
soon as I get up, I tickle my tiger for Five minutes. My tiger is very patient. After that I wash
my bald ibis and then I eat my breakfast. After that I count my centipede’s feet. I’m a very
happy man. I sell tongs at night. I’m very famous everywhere for example the policemen in
Istanbul know me very well. They sometimes buy tongs from me. When they buy tongs, they
laugh very much. I don’t know why. Everybody knows me. I’m very famous in Perpa, too.
Everybody thinks that I’m a teacher. I don’t know why. I’m very happy.I’m very famous in
Bak
= Bu yüzdenırkoy, too.
LOOK :
1_Bakmak
Everbody is looking out of the window.
(Herkes pencereden d
anlamındayken “ing” alabilir.ışarı doğru bakıyor)
2_Görünmek
You look very beautiful today.
(Bugün çok güzel görünüyorsun.)
anlamındayken “ing” alamaz.
Note:
Yukardaki listede yanlar
ına * işareti konmuş fiiller bazı anlamlarıyla “ing” takısı
alabilirler. Baz
Buradaki ortak özellik istem d
ı anlamlarıyla alamazlar.ışı olan fiillerin “ing” takısı ALAMAMALARIDIR.
TASTE:
1_Tad
The bear is tasting the pears.
(Ay
ına Bakmak anlamındayken “ing” takısı alabilirı armutların tadına bakıyor)
2_Tad vermek
The ice cream tastes very delicious
(Dondurma çok lezzetli tat veriyor)
anlamında “ing” takısı alamaz.
SMELL:
1_koklamak
The children are smelling the flowers in the garden.
(çocuklar bahçedeki çiçekleri kokluyorlar)
anlamındayken “ing” alabilir
2_Kokmak
Your new perfume smells like spring flowers.
(Yeni parfümün ilk bahar çiçekleri gibi kokuyor)
anlamındayken “ing” takısı alamaz.
to be asleep
= Uykuda olmak
APPEAR:
1_görünmek
He appears to be asleep.
(O uykuda görünüyor)
anlamındayken “ing” takısı alamaz.
2_sahnede görünmek
The actor is appearing on the stage.
(Aktör sahnede görünüyor)
anlamında “ing” alabilir.
fur
= tüy (kedi, kopek vs..)
FEEL:
1_Dokunmak
I’m feeling the cat’s fur.
(Kedinin tüylerine dokunuyorum)
anlamında “ing” alabilir.
2_Hissi vermek
The cat’s fur feels soft.
(kedinin tüyü yumu
anlamında “ing” almaz.şaklık hissi veriyor)
THINK:
1_Zannetmek, sanmak
I think she is a spy.
(Onun bir ajan oldu
anlamındayken “ing” almaz.ğunu sanıyorum)
2_Dü
Question = soru, sorun
I asked a question to Mary. She is think
(Mary’e bir soru sordum. O onun hakk
şünmek anlamındayken “ing” alabilir.ing about it.ında düşünüyor)
HAVE:
1_Sahip olmak
I’ve got a very shy tiger.
(Çok utangaç bir kaplan
anlamındayken “ing” almaz.ım var.)
2_Yemek yemek
My tiger is having the cow in the bathroom.
(Kaplan
anlamındayken “ing” alabilir.ım ineği banyoda yiyor.)
WEIGH:
1_A
My centipede weighs two grams.
(K
ğırlık etmek anlamındayken “ing” almaz.ırk ayağım 2 gram geliyor)
2_Tartmak
The greengrocer is weighing the watermelons.
(Manav karpuzlar
anlamındayken “ing” alabilir.ı tartıyor)
SEE:
1_Görmek
Do you see the fly?
(Sine
anlamındayken “ing” almaz.ği görüyormusun?)
2_Görü
My father is seeing his lawyer.
(Babam avukat
şmek anlamındayken “ing” alabilir.ıyla görüşüyor)
BE:
1_Olmak
My father is an animal lover.
(Babam bir hayvan severdir)
anlamındayken “ing” almaz.
2_Yap
lik etmek anlam
My son is cutting the tiger’s tail. He is being foolish (fool).
(O
ılan bir fiilden dolayı geçici olarak bir sıfatı taşımak anlamındayken yani ....’lıkındayken “ing” alabilir.ğlum kaplanın kuyruğunu kesiyor. O aptallık ediyor.)
01.10.2001 Monday
SHOPPING (Buying Clothes)
A_May I help you?
(Size yard
B_I’m just looking
(Sadece bak
B_Can I look around?
(Etrafa bakabilirmiyim?)
B_I’m looking for a sweater. Have you got anything in blue?
(Bir kazak ar
A_Yes, here’s a lovely one in blue.
ımcı olabilirmiyim?)ıyorum)ıyordum. Mavi bir şeyiniz varmı?)
(İş
B_Can I try it on?
(Onu deneyebilirmiyim?)
A_Of course. (Tabiiki elbette)
B_It doesn’t fit me. Have you got a larger size?
(O bana uymad
A_What size? (Kaç beden?)
B_Fourteen. (14)
A_Here you are. (Buyrun)
B_It doesn’t suit me. (O bana yak
A_Would you like to try this?
(Bunu denemek istermiydiniz?)
B_What a nice sweater! How much is this?
(Ne ho
A_Twenty pounds. (20 pound)
B_Can I pay by credit card?
(Kredi kart
A_Yes, sir (madam)
(Evet, beyfendi yada hanfendi)
B_I’ll take it, please. (O’nu alay
A_Here you are. (Buyrun)
B_Have a nice day! (
A_Thank you, sir. (Te
te güzel mavi bir şey)ı (uymuyor) Daha büyük bir bedeniniz varmı?)ışmıyor)ş bir kazak! Bu ne kadar?)ıyla ödeyebilirmiyim?)ım lütfen)İyi günler)şekkürler.
Keep the change
= Üstü kalsın
IDIOMS
What Next
= Yok daha neler.
Cheaper Than ADZA
= Adza’dan daha ucuz.
WOULD LIKE
(En kibar
Would you like to drink some coffee?
(Biraz kahve içmek istermisiniz?)
Would you like a cup of tea?
(Bir fincan çay istermisiniz?)
I’d like =
şekilde istemek)İstiyorum.
03.10.2001 wednesday
HOTEL
M_I’d like a room please
(Ben bir oda istiyorum, lütfen)
R_Single or Double?
(Tek ki
şilik veya çift kişilik mi ?)
M_Single, please
(Tek ki
şilik lütfen)
R_With bath or with shower?
(Banyolu mu, du
şlu mu?)
M_With shower, please.
(Du
şlu lütfen)
R_For one night?
(Bir gecelik için mi?)
M_For two nights. How much is the room?
(İ
ki gecelik. Oda ne kadar?)
R_Fifty pounds for one night including breakfast.
(Kahvalt
ı dahil bir gecelik 50 pound)
M_Can I pay by credit card?
(Kredi kart
ıyla ödeyebilirmiyim?)
R_Yes, sir (madam). We take American Express or Visa. Could you register, please?
(Evet, efendim yada hanfendi. Biz Amerikan Expresi veya Visa’y
Kaydolabilirmisiniz lütfen?)
ı kabul ediyoruz.
M_Pardon?
(Anlayamad
ım)
R_Could you fill in the form, please?
(Form’u doldurabilirmisiniz, lütfen?)
M_Of course. Here you are.
(Tabii ki, buyrun)
R_Thank you sir(madam). Here are your keys. Have a good stay.
(Te
şekkürler beyfendi. Anahtarlarınızı buyrun. İyi istirahatler)
M_Thank you sir.
04.10.2001thursday
a bottle of milk : bir
a pocket of cigarettes : bir paket sigara
a kilo of cheese : bir kilo beyaz peynir
a loaf of bread : bir somun ekmek
two loaves of bread : iki somun ekmek
a jar of honey : bir kavanoz bal
a glass of tea : bir bardak çay
two hundred and fifty grams of olives : 250 gr zeytin
a liter of olive-oil : 1lt zeytinya
şişe sütğı
anything else? : ba
Can I take the bill : bilet alabilir miyim?
şka birşey?
SIMPLE PAST TENSE (Geçmi
ş Zaman)
Yesterday
(yestıdey) Dün
Last
: Geçen
Last week
: Geçen hafta
Last weekend
: Geçen hafta sonu
Last month
:Geçen ay
Last year
: Geçen yıl
......... ago
: Önce
two years ago
: 2 yıl önce
Three months ago
: 3 ay önce
In (1976)
Cumlenin en sonunda kullan
kullan
: 1976’daılır. Ancak vurgu yapmak için cümlenin en başında daılırlar.
Olumlu Cümle:
a)
Verb +
Düzenli fiillerdeed
Özne
+ + Nesne + yer + zaman
b)
Verb
Regular Verbs
Paint
Düzensiz fiillerde2(Düzenli fiiller) Irregular Verbs(Düzensiz fiiller)= Boyamak Find -found-found = Bulmak
Visit
= Ziyaret etmek Break-broke-broken = Kırmak
Close
= Kapatmak steal-stole-stolen = Çalmak, hırs.
Travel
= Seyahat etmek win-won-won = Kazanmak
Study
= Çalışmak, tahsil görmek go-went-gone = Gitmek
Work
= para kaz. Çalışmak
Start
= başlamak
Kill
Birisi 1963’te Kennedy’i öldürdü. Somebody killed Kennedy in 1963.
Sadece ‘t’ veya ‘d’ harfiyle biten fiiller ‘ed’ tak
telafuz edilir.
= Öldürmekısı aldıkları zaman bu ‘ed’ takısı ‘ıd’ diye
Note:
Bir sessiz ve hemen ard
yerine ‘i’ gelir daha sonra ‘ed’ tak
Study + ed = stud
ından ‘y’ ile biten fiiller ‘ed’ takısı alacakları zaman ‘y’ düşerısı kullanılır.ied
Carry + ed = carr
ied
Ş
That child
u çocuk dün pencereyi kırdı.broke the window yesterday.
Well
Fenerbahçe dün çok iyi oynad
Fenerbahçe
= iyi (fiillere iyi an. Katar)ı.played very well yesterday.
Wallet
Geçen hafta sonu bir cüzdan buldum.
I
Dün büyük babam
We
= Cüzdanfound a wallet last weekend.ı ziyaret ettik.visited my grandfather yesterday.
Olumsuz Cümle:
Özne
Did not = didn’t
+ didn’t + Verb + Nesne + yer + zaman
Get up
= Kalkmak
Early
Dün erken kalkmad
I didn’t get up early yesterday.
= erkenım.
Brush
= Fırçalamak
Tooth – teeth
Geçen y
I didn’t brush my teeth last year.
Babam dün i
My father didn’t go to work yesterday.
Vote = Oy vermek
= Diş - dişlerıl dişlerimi fırçalamadım.şe gitmedi.
Anybody
Geçen y
I didn’t vote anybody last year.
Geçen hafta sonu arabam
I didn’t wash my car last weekend.
= Hiç kimseıl kimseye oy vermedim.ı yıkamadım.
Fertilise
= Gübrelemek
Dismiss
= İşten çıkartmak
Field
= Tarla, alan
Company
Geçen y
We didn’t fertilise the field last year.
= şirketıl tarlayı gübrelemedik.
Ş
The company didn’t dismiss anybody last year.
irket geçen yıl kimseyi işten çıkartmadı.
05.10.2001 FRIDAY
NOTE
‘Never’
cümlelerde ayr
cüm. Olumlu cümlede fiilin sonuna gelen ‘ed’ tak
hallerine 1. hale dönü
böyle bir cümlede ‘ed’ ve 2. hal devam eder.
I played tennis when I was a student.
I didn’t play tennis when I was a student.
kelimesi kendi anlamıyla cümleyi olumsuz yaptığından, bu kelimenin olduğuıca ‘didn’t’ olumsuz yardımcı fiili kullanılmaz. Geçmiş zaman olumsuzısını kaldıran ve düzensiz fiillerin 2.ştüren ‘didn’t’ ‘never’’ın old. Bir cümlede kullanılamayacağından
*
(Ben ö
I never played tennis when I was a student.ğrenciyken hiç tenis oynamadım)
·
yapt
old. Cüm. Düzenli fiiller ‘ed’ al
Nobody came to work yesterday.
(Dün hiçkimse i
Ben hastayken beni hiçkimse ziyaret etmedi.
Nobody visited me when I was ill.
‘Nobody’ ve ‘no-one’ kelimeleri de kendi anlamlarıyla özne olarak cümleyi olumsuzıklarından ‘didn’t’ yardımcı fiili ayrıca kullanılamaz bu yüzden bu kelimelerin özneırlar, düzensiz fiiller 2. halleriyle kullanılırlar.şe gelmedi)
Soru Cümlesi:
did + Özne + Verb + Nesne + yer + zaman
Dün kitab
Did they bring the book yesterday?
Yes, they did / No, they didn’t
Dün saat kaçta kalkt
What time did you get up yesterday?
I got up at six o’clock yesterday.
Geçen hafta niçin i
Why didn’t you go to work last week?
Dün ne pi
What did you cook yesterday?
ı getirdiler mi?ın?şe gitmedin?şirdin?
Roof
= çatı
Fix
Baban geçen hafta sonu çat
Did your father fix the roof last weekend?
who
(Cam
Who did you kill yesterday?---‘Kimi’ grv. (Özne belli)
(Dün kimi öldürdün?)
= onarmakıyı onardımı?broke the window? ---‘Kim’ gorevinde (özne belli değil)ı kim kırdı?)
PAST OF ‘BE’
(‘BE’ in geçmi
Olumlu Cümle:
şi)
I
was
You
He I was in Antalya yesterday.
She
It
We (Oyun harikayd
You
they
were I’m in Antalya at the moment.Was (Dün Antalya’daydım.)ı.)Were The play was wonderful.
Olumsuz Cümle
I
You
He
She
It Istanbul and Izmir weren’t rainy yesterday.
We
You
wasn’t Ayla dün partide değildi.weren’t Ayla wasn’t at the party yesterday.wasn’t İstanbul ve İzmir dün yağışlı değildi.weren’t
they
all right
= Yolunda olmak, tamam, pekala
rainy
= Yağışlı
journey
= Yolculuk
Soru Cümlesi:
was
I Dün neredeydin?
were
He
You Where were you yesterday?
Was
It Was everything all right at the party?
We Yolculuk nas
She Partide herşey yolundamıydı?ıldı?
Were
they
You How was the journey?
__________________
Translation:
1_Çocuklar postanenin arkas
ında futbol oynuyorlar.
The children are playing football behind the post office.
2_Kuzenim s
ık sık bizi ziyaret eder.
My cousin frequently (often) visits us.
3_Dün erkek karde
şim ve ben yeni bir bilgisayar satın aldık.
My brother and I bought a new computer yesterday.
4_Babam dün i
şe gitmedi.
My father didn’t go to work yesterday.
5_Annen ne pi
şiriyor.
What is your mother cooking?
V1 V2 V3
Go – went – gone
Find – found – found
Write - wrote written
sell – sold – sold
Aş
agıdaki boşlukları Şimdiki zaman – geniş zaman – Geçmiş zamanla doldurun.
1_Jack ....
2_How ...
3_Alexander Graham Bell ....
4_Listen! The baby
5_How often .....
6_How...
7_My mother .....
8_The repairman ...
9_
10_My son .....
11_Atatürk ..
12_Fatih.....
13_.
14_Emine
15_Burçin ....
16_we ..
17_Neslihan .....
18_Sak
19_Sezen .....
20_The Prime Minister ..
wrote....a letter to his grandfather yesterday. (write)(+)did....you ..go...to school yesterday? (go)(+)invented..the telephone.(invent)(+)iscrying..(cry) (+)do.....you ....visit...your parents?(visit)(+)did..Beşiktaş ...play.......last Sunday?(play)(+)iscleaning.the kitchen at the moment.(clean)(+)fixed.....the roof yesterday.(fix)(+)Is....she .......reading..a grammar book or a novel now ?(read)found....a bracelet yesterday.(find)(+)established Turkish Republic in 1923 (establish)(+)conquered........Istanbul in 1453.(conquer)Was..the policeman successful at the last operation?(be)is solving..the problems by crying at he moment.(solve)was........late yesterday, as usual.(be)are studying..........English at the moment.(study)sold.................her zebra last sunday.(Sell)ıp is sleeping under a bridge now because of the bad economy.(sleep)visited..........mr.Sazan yesterday.(visit)didn’t resign...yesterday, unfortunately.(resign)(-)
unfortunately
= Ne yazıkki
resign
= istifa etmek
as usual
= Her zamanki gibi
bracelet
= bilezik
Turkish Republic
= T.C.
09.10.2001 tuesday
COMPARATIVE
(k
ıyaslama)
İ
uzun s
Bir veya bazen iki heceden olu
sonuna er tak
ngilizcede sıfatlara daha anlamı katmak için hece sayısına göre sıfatlar kısa sıfatlar veıfatlar diye önce iki gruba ayrılır;şan kısa sıfatlara daha anlamını katmak için sıfatlarınısı getirilir.
Kı
sa sıfat:
Tall (uzun) ---
Short (k
Old (eski, ya
1.Ortada bir sesli etraf
anlam
Fat (
Big (büyük) -
2.Son hafleri bir sessiz ve hemen ard
à tall + er --à taller (daha uzun)ısa) -à short + er -à shorter (daha kısa)şlı) -à old + er -à older (daha yaşlı)ında iki sesizden oluşan kısa sıfatların bir bölümüne dahaını katmak için son harf tekrarlandıktan sonra ‘er’ takısı getirilir.şişman) -à fatt + er --à fatter (daha şişman)à bigg + er -à bigger (daha büyük)ından ‘y’ ile biten kısa sıfatlara daha anlamını
katmak için ‘y’ dü
Easy (kolay) --
Happy (mutlu) -
3.Son harfleri ‘e’ ile biten s
‘r’ harfi getirilir.
Late (geç) -
şer yerine ‘i’ geldikten sonra ‘er’ takısı kullanılır.à eas + ier --à easier (daha kolay)à happ + ier -à happier (daha mutlu)ıfatlara daha anlamını katmak için sıfatların sonuna sadeceà late + er --à later (daha geç)
Uzun s
ıfat:
Uzun s
ıfatlara daha anlamını katmak için ise sıfatların başına ayrı bir kelime olarak
more
Different : farkl
İ
Economical : ekonomik more economical : daha ekonomik
A mercedes is
Marry is
Fenerbahçe Galatasaray’dan daha ba
Galatasaray.
Erzurum Trabzon’dan daha so
Sezen Aksu Ye
Salk
getirilir.ı more different : daha farklınteresting : enteresan more interesting : daha enteresanmore expensive than an Opel.(Bir mersedes bir Opel’den daha pahalıdır.)taller than Lucy. (Marry Lucy’den daha uzundur.)şarılıdır.Fenerbahçe is more succesful thanğuktur. Erzurum is more colder than Trabzon.şim Salkım’dan daha meşhurdur.Sezen Aksu is more famous than Yeşimım.
Aşağı
daki boşlukları sıfatlara daha anlamını katacak şekilde doldurun.
1.You are
2.He is
3.Steve is
4.Life more diffucult than death.(diffucult:zor)Hayat ölümden daha zor.
5.Antalya is
6.Wo is
7.Everything is
8.My suitcase is
9.You are
10.Mr. Brown is
uyu
more pessimistic than me.(pessimistic:kötümser)more stubborn even than a goat.(stubborn:inatçı)O keçiden bile daha inatçı.shorter than Lucy.(short)hotter than Kayseri.(hot:sıcak)richer Sakıp or you?(rich:zngin)Hanginiz daha zengin Sakıp mı sen mi?more expensive now.(expensive pahalı)Şimdi herşey daha pahalı.heavier than yours.(heavy:ağır)Bavulum seninkinden daha ağır.more beautiful than roses.(beautiful:güzel)Sen güllerden daha güzelsin.more torpid than his wife.(torpid:uyuşuk)Mr.Brown kaısından dahaşuk.
SUPERLATIVE
İ
anlam
Short : k
Tall: uzun the tallest : en uzun
ngilizcede kısa sıfatlara en anlamını katmak için sonlarına est takısı getirilir. Enını kazanmış bir sıfata sahip olan nesne tek olacağından the ile kullanılır.ısa the shortest : en kısa
NOTE
1.
Ortada bir sesli ve etrafında iki sessizle biten sıfatların bir bölümü “en” anlamını
kazanmak için sonlar
Fat :
Big : büyük the big
ına est alırken ilk önce son harfleri tekrarlanır.şişman the fattest : ne şişmangest : en büyük
2.
Son harfleri bir sessiz ve hemen ardından y ile biten kısa sıfatlar “en” anlamını
kazanacaklar
Easy : kolay the eas
ı zaman y düşer yerine “i” geldikten sonra “est” takısı kullanılır.iest: en kolay
3.
tak
Late : geç the lat
Son harfleri e le biten kısa sıfatlar “en” anlamını kazanacakları zaman sadece “st“ısını alırlar.est : en geç
İ
stanbul is the biggest city in Turkey. İstanbul Türkiye deki en büyük şehirdir.
İ
Which one is
My mother is
Uzun s
“
Optimistic:iyimser the most optimistic : en iyimser
You are the most beautiful girl of the world. Sen dünyan
stanbul is the biggest city of Turkey. İstanbul Türkiye’nin en büyük şehirdir.the cheapest? Hangisi en ucuz?the oldest person in our family. Annem ailemizin en yaşlı kişisidir.ıfatlara “en” anlamını katmak içinse sıfatların başına ayrı bir kelime olarakmost” getirilir.ın en üzel kızısın.
IRREGULAR ADJECTIVES(düzensiz S
ıfatlar)
Good : iyi better : daha iyi the best : en iyi
Bad : kötü worse : daha kötü the worst : en kötü
Far : uzak farther : daha uzka the furthest : en uzak
Much,many : çok more : daha çok the most : en çok
Little :az less : daha az the least : en az
Aşağı
daki boşlukları sıfatlara en anlamını katacak şekilde doldurun.
1.
İstanbul is the most crowdet city of Turkey.(crowdet:kalabalık)
İ
2.Unemployment is the
stanbul Türkiye’nin en kalabalık şehridir.most important problem of Turkey.(important:önemli)
İş
3.Fenerbahçe is
Fenerbahçe evrenin en iyi tak
4.You are
ilginç insan
5.Rü
6.This is
ciddi problemidir.
7.What is
nedir?
8.Lake Van is
sizlik Türkiye’nin en önemli problemidir.the best football team of the univerce.(good:iyi,univerce:ev ren)ımıdır.the most interesting person of the world.(interesting:ilginç)Sen dünyanın enısın.ştü is the best goal keeper of Turkey.(good)Rüştü Türkiye’nin en iyi kalecisidir.the most serious problem of our company.(serious:ciddi)Bu şirketimizin enthe most famous food of your country?(famous)Ülkenizin en ünlü yemeğithe largest lake of Turkey.(large:geniş) Van Gölü Türkiye’nin en geniş
gölüdür.
9.Who is
10.I am
the fattest student in this class?(fat:şişman)Sınıfın en şişman öğrencisi kim?the happiest man of the world.(happy:mutlu)Ben dünyanın en mutlu adamıyım.
11.10.2001 Thursday
Babam
came home yesterday.
Çocuklar
playing?
Cam
Niçin hiçkimse babam
ın dün niçin eve gelmediğini bilmiyorum.I don’t know why my father didn’tın nerede oynadıklarını biliyor musun?Do you know where the children areı kimin kırdığını merak ediyorum. I wonder who broke the window.ın şimdi niçin üniversitedeyken koşabildiği kadar koşamadığını
bilmiyor.
s.kelimesi özne ba
why doesn’t anybody know why my father can’t run now as fat as he could when he was
at university?
ğlaç fiil
12.10.2001 friday
AS ........... AS (kadar)
You are
She is
as beautiful as roses . Güller kadar güzelsin.as stubborn as a goat. O keçi kadar inatçı.
Işı
You are
Sen benim kadar
l is as hardworking as bees. Işıl arılar kadar çalışkandır.as fat as me. Benim kadar şişmansın.şanslı değilsin. You aren’t as lucky as me.
Demonstrative pronouns (iyelik zamirleri)
Mine : benimki
Yours : seninki
His : onunki
Hers Onunki
İ
Ours : bizimki
Yours : sizinki
Theirs : onlar
ts : onunkiınki
THE SAME AS (ayn
ısı)
Your skirt is
My calculator is
Senin araban benimkiyle ayn
Benim buzdolab
Benim bilgisayar
the same as mine. Gömleğin benimkiyle aynı.the same as yours. Hesap makinem seninkiyle aynı.ı mı? Is your car the same as mine?ım Alininkiyle aynıdır. My refrigerator is the same as Ali’s.ım oğlumunkiyle aynı. My computer is the same as my son’s.
DIFFERENT FROM (....... den farkl
ı)
Jack’s computer is different from mine. Jack’in bilgisayar
My personality is different from yours. Benim ki
Turkey’s climate is different from England’s. Türkiye’nin iklimi
farkl
Her
give me peace : huzur ver
rotten : (bozuk) sebze ,meyve vs.
Out of order : sipari
Komut,komut vermek
Bozuk (elektrikli e
Ox : öküz (oxes : öküzler)
Drought : kurakl
Unemployment : i
ı benimkinden farklıdır.şiliğim seninkinden farklı.İngiltere’ninkindenı.şey 1960 lardan farklıdır. Everything is different from 1960’s.ş,sipariş etmekşyalar)ıkşsizlik
MESAURES(ölçüler)
How old are you ?
How tall are you?(Boyun kaç?)
How much do you weigh?(Kilon kaç?)
My mother is fifty-five years old but she looks younger.(Annem 55 ya
genç gözüküyor.)
My father is sixty years old but he looks older.(Babam 60 ya
à I’am thirty-two years old.à I’m one meter eighty centimeters tall.à I weigh ninety kilograms.şında ama dahaşında ama daha yaşlı
gözüküyor.)
My uncle is fifty years old and he lookis age.(Amcam 50 ya
şında ve yaşını gösteriyor..)
Ağrı
Mount A
M2
M3
1 inch =~ 2.5 cm
1 food =~ 30 cm
1 pound = ~450-500 gr
A mercedes is 4.5 meters long.
dağı : mount Ağrı,Mount Araratğrı is 5165 meters high.à meter squareà meter cube
.
Nile = 0 (Maçlarda)
TELEPHONING
Version 1:
A_
(Günayd
Good moRning, This is Mustafa Sarıgül. Is that Mr. Brown?ın. Ben Mustafa Sarıgül, siz Bay Brown musunuz?)
B_
(Hay
No it isn’t.ır değil)
A_
(Bay Brown la görü
Could I speak to Mr. Brown, please?şebilirmiyim, lütfen?)
B_
(O burda de
He’s absent . (He is not in.) Can I take a message?ğil. (Oiçerde değil) Bir Mesaj alabilirmiyim?)
A_
(Ona beni aramas
Could you ask him to phone me, please?ını rica edebilirmisin, lütfen)
B_
(Tabii ki. Telefon numaran
A_566 20 45. Thank you very much.
(566 20 45 çok te
Of course. What is your phone number?ız kaç?)şekkürler)
B_
(Bir
Not at all.şey değil)
Version 2:
A_
(Günayd
Good moRning, this is James Brown. I’d like to speak to Mr. Bush, please.ın, Ben James Brown, Bay Bush’la görüşmek isterdim, lütfen.)
B_
(O di
He is on the other line. Can you wait a minute, please?ğer hatta, bir dakika bekleyebilirmisiniz, lütfen?)
A_
Yes, of course.
B_
(Sizi ba
I’m putting you through. Hold on the line, please. (hold on) (hold the line)ğlıyorum, Hatta kalın, lütfen)
A_
Thank you very much, indeed.
B_
Not at all.
|
|
 |
|
|
|
|
|
“Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen, ya da ilmi seven ol. Sakın beşincisi olma, helak olursun.” (Hadis-i şerif)
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
|